Merhaba,
Araştırma Gündemi’nin ikinci sayısı ile karşınızdayız. İlk sayımız yaklaşık 8 bin kişi tarafından okundu. İlginiz için çok teşekkür ederiz.
İyi okumalar!
Ömer Burak Tek
Rapor Bülteni Direktörü
📌 İstanbul'un Sosyoekonomik Haritası: Merkezden Çeperlere Eşitsizlikler
İLKE Vakfı’nın “İstanbul 39” raporu, İstanbul’un ilçelerindeki sosyoekonomik dinamikleri gözler önüne seriyor.
Son 10 yılda Esenyurt, Sancaktepe ve Arnavutköy gibi çeper ilçelerde nüfus %50'nin üzerinde artarken Fatih, Beşiktaş ve Kadıköy gibi merkez ilçelerde %10'a varan azalmalar yaşandı.
Raporda, altyapı ve sosyal hizmetlerin hızla artan nüfusa yetişemediği vurgulanırken çarpıcı bir şekilde nüfus yoğunluğunun belirli mahallelerde km² başına 50 bini aştığı belirtildi.
Özellikle Esenler, Bağcılar ve Zeytinburnu gibi bölgelerde kentleşme baskısının yaşam kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çekiliyor.
Rapor, çocuk nüfus oranının %25'in üzerinde olduğu Esenyurt ve Arnavutköy gibi genç ilçeler ile yaşlı nüfusun %20'yi aştığı Adalar ve Kadıköy gibi bölgeler arasındaki derin farklılıkları da ortaya koyuyor.
İlçeler arasında eğitim seviyesinde de büyük farklar bulunuyor; yüksek lisans ve doktora mezunu oranı Beşiktaş’ta %20’yi bulurken bazı ilçelerde okuma yazma bilmeyenlerin oranı %10’un üzerinde.
Deprem riskine dair veriler ise dikkat çekici: Fatih ve Zeytinburnu, olası bir depremde en yüksek can kaybı ve hasar öngörülen ilçeler arasında yer alıyor.
🔹 Çevre: Km² başına 50 bin kişi yoğunluğu olan 90 mahalle alarm veriyor. Bisiklet ve mikro mobilite park alanı gibi yaşamsal hizmetler sadece belirli ilçelerde kamunun kullanımına açık.
🔹 Göç: İstanbul’a göç hız keserken şehir içi göç, merkez ilçelerden çeperlere doğru yöneldi.
Esenyurt, İstanbul doğumluların en düşük olduğu (%38) ilçe oldu.
Suriyeli nüfus Esenyurt, Bağcılar, Fatih ve Küçükçekmece’de yoğunlaştı.
🔹 Ekonomi: Şişli, Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy en gelişmiş ilçeler olarak öne çıkarken; Sultanbeyli, Şile ve Arnavutköy en alt sıralarda yer aldı.
Kira fiyatları Sarıyer’de 60 bin TL’yi bulurken Esenyurt’ta 15 bin TL seviyelerinde kaldı.
Gelir eşitsizliği ilçeler arasında derinleşiyor.
🔹 Sağlık: İstanbul’da diş hekimlerinin %84’ü özel sektörde çalışıyor, bu durum düşük gelirli bölgelerde hizmete erişimi zorlaştırıyor. Sağlık altyapısında ciddi iyileştirme ihtiyacı var.
🔹 Ulaşım: Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar gibi nüfusu yoğun ilçelerde raylı sistem bulunmuyor. Rapor, “İstanbul’un trafik yükü, raylı sistemin çevre ilçelere yayılmasıyla hafifletilebilir,” diyor.
📌 Kasım 2024 Barometre Araştırması: Kürt Sorununa Bakış Nasıl Değişiyor?
KONDA’nın Kasım 2024 Barometresi, Kürt sorununda toplumsal algıları ve çözüm yollarına yönelik tutumları gözler önüne seriyor.
Barometreye göre, Türkiye'de 15 yaş üstü yetişkin nüfusun %40'ı Kürt sorununun güvenlikçi yöntemlerle çözülmesini savunuyor.
Demokratikleşme ile çözüm diyenlerin oranı %16, müzakere yolunu tercih edenler %11 ve Kürt kimliğinin anayasal olarak tanınmasını isteyenler %8 seviyesinde.
Toplumun %23'ü ise "Türkiye’de Kürt sorunu yoktur" görüşünde.
🔹 Kimler, Nasıl Çözüm İstiyor? Kürtler ve Türkler arasında çözüm yolları konusunda derin farklar var. Etnik kimliğini Kürt olarak belirtenlerin %33'ü anayasal tanınma talep ederken, Türkler arasında bu oran sadece %3.
Kendini Kürt olarak tanımlayan kişilerin %60'ı olası bir barış sürecine destek verirken Türkiye genelinde bu oran %35'te kalıyor.
Güvenlikçi çözümü savunanlar arasında Şubat 2022'ye göre artış gözleniyor.
🔹Çözümde En Güvenilen Aktörler: Toplum genelinde Kürt sorununun çözümünde etkili olması gerektiği düşünülen aktörlerin başında TBMM (%41) ve Cumhurbaşkanlığı (%40) geliyor.
Sivil toplum örgütleri ve Selahattin Demirtaş’a güvenenlerin oranı %9, HDP/Dem Parti’yi çözüm aktörü olarak görenler %5 ve Abdullah Öcalan’a güvenenler %3 seviyesinde kalıyor.
Bu veriler, çözüm sürecinde geleneksel siyasi aktörlerin hala en güçlü pozisyonlarda olduğunu gösteriyor.
🔹 Nüfus ve Toplumsal Dağılım: Türkiye’de yaşayan yetişkinlerin %16’sı kendisini Kürt olarak tanımlıyor. Bu da nüfus projeksiyonlarına göre Türkiye'de 12 milyonun üzerinde Kürt vatandaşın yaşadığı anlamına geliyor.
Bu geniş nüfus kitlesinin çözüm önerileri arasında önemli farklılıklar var ve bu durum toplumsal barışın sağlanması adına dikkatle ele alınması gereken bir tablo sunuyor.
🔹 Ekonomik Faydalar Barışa Desteği Artırıyor: Araştırma, olası bir barış sürecine dair toplumun ekonomik faydalar üzerinden ikna edilebileceğini gösteriyor.
Olası barış sürecinin ekonomik getirileri vurgulandığında Türk katılımcılar arasında destek oranı %40’a kadar yükseliyor.
Ancak, Kürt sorununun uluslararası boyutu gündeme geldiğinde, örneğin Kuzey Suriye Kürtleri ile ekonomik ilişkiler kurulması önerildiğinde bu destek %30’lara kadar düşüyor.
💡 Özetle: Toplumsal Barış İçin İnce Bir Denge Gerekli.
Kürt sorununun çözümü konusunda toplumun hala büyük oranda güvenlikçi çözümleri benimsediğini, ancak ekonomik ve demokratik açılımlar yapıldığında toplumsal desteğin yükselebileceğini gösteriyor.
📌 Türkiye’de Stratejik Eğilimler: Güç ve Güvenlik Öncelikli!
Türkiye Araştırmaları Vakfı tarafından Mayıs 2023’te yayımlanan rapora göre, Türk kamuoyu güç ve güvenliği öncelikli görüyor.
%73’lük kesim, ulusal çıkarları korumanın en önemli stratejik hedef olduğunu düşünüyor.
Askeri harcamaların artırılmasını destekleyenlerin oranı %81,7, Türkiye’nin büyük güç olma vizyonunu gerçekçi bulanların oranı ise %62,6.
Dış politikada çoklu ittifak ve otonom hareket etme eğilimi güçlenirken Mavi Vatan stratejisine %74,4 destek veriliyor.
Ekonomik büyüme önemli görülse de askeri ve siyasi güç kazanımı daha öncelikli.
Türkiye’nin Suriye ve Libya’daki askeri varlığını sürdürmesini isteyenler %60’ın üzerinde.
💡 Özetle: Türkiye’nin stratejik geleceğine dair kamuoyu, güçlü bir bölgesel aktör olma yolunda askeri kapasitenin artırılmasını ve dış politikada bağımsız hareket edilmesini destekliyor.
📌 Türkiye'de 2024 hem evlilik hem boşanmalarda da ciddi artışa şahitlik etti
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2024 evlenme ve boşanma istatistiklerine göre, evlenen çiftlerin sayısı 568 bin 395'e ulaşarak geçen yıla göre hafif bir artış gösterdi.
Kaba evlenme hızının en yüksek olduğu il binde 7,76 ile Adıyaman olurken, en düşük oran binde 4,01 ile Tunceli'de kaydedildi.
Yabancı evliliklerde ise 5.923 yabancı damat ve 29.115 yabancı gelinle Suriyeli damatlar (%20,6) ve Suriyeli-Özbek gelinler (%12,1) ilk sıralarda yer aldı.
Boşanma cephesinde ise rakamlar dikkat çekici. 2024 yılında boşanan çift sayısı 187 bin 343’e ulaşarak önceki yıla göre ciddi bir artış gösterdi.
Kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il binde 3,29 ile Antalya olurken, en düşük oran binde 0,45 ile Hakkari'de kaydedildi.
Boşanmaların %33,7'si evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleşti ve 186 bin 536 çocuk bu süreçten etkilendi. Bu çocukların %74,4'ünün velayeti annelerine verildi.
📌 Dünyada Hukukun Durumu: Kötü > Daha Kötü
Amerikan Barolar Birliği tarafından hazırlanan 2024 World Justice Project (WJP) Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre, geçtiğimiz yıl dünya genelinde ülkelerin %57’sinde hukukun durumu kötüleşti.
Otoriter yönetimlerin yükselişiyle birlikte 2016-2024 döneminde ülkelerin %81’inde temel haklar zayıfladı, %77’sinde hükümetlerin denetlenme mekanizmaları geriledi.
WJP'ye göre, bugün dünya genelinde 6 milyar insan, hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ülkelerde yaşıyor.
Ancak olumlu gelişmeler de var: Yolsuzlukla mücadelede dünya genelinde %59'luk bir iyileşme kaydedildi.
🔹 Türkiye'nin Hukuk Karnesi: Türkiye, 2024 endeksinde 142 ülke arasında ancak 117. sırada yer alabildi.
Özellikle hükümet yetkilerinin kısıtlanması (0.29 ile 135. sırada), temel haklar (0.31 ile 133. sırada) ve medeni adalet (0.40 ile 122. sırada) alanlarında büyük zafiyetler dikkat çekti.
Kulağa artık klişe gibi gelse de, hukukun üstün olmadığı yerlerde ekonomi de istikrar kazanamıyor. En otoriter devletlerde bile siyasi hakların kısıtlanmasına rağmen farklı alanlarda ilerleme gözlemlenebiliyor.
🔹 Dünyada Hukuk Karnesi: Hukukun üstünlüğünde zirveyi Danimarka, Norveç ve Finlandiya gibi Avrupa ülkeleri tutarken; Venezuela, Kamboçya ve Afganistan listenin sonunda yer alıyor.
🔹 Neye Göre, Kime Göre? Endeksin sekiz temel ve 47 alt faktörden oluşan detaylı bir çerçevesi var. Sekiz temel faktör şöyle sıralanıyor: Hükümet yetkileri üzerindeki kısıtlamalar, yolsuzluk, şeffaf yönetim, temel haklar, düzen ve güvenlik, düzenleyici yaptırım, medeni adalet ve ceza adaleti.

Araştırma Gündemi’nin ikinci sayısından bu kadar.
Rapor Bülteni’yle ilgili her türlü görüş ve önerilerinizi raporbulteni@gmail.com adresine veya bu bültene cevap yazarak ulaştırabilirsiniz.
Rapor Bülteni Direktörü Ömer Burak Tek’e ise omerburaktek@gmail.com adresinden ulaşmanız mümkün. Her gün içerik paylaşımına devam eden Instagram hesabımızı buraya tıklayarak takip edebilirsiniz.
Hoşça bakın zâtınıza.