#70 İklim İçin 350 Derneği & Avrupa İklim Eylem Ağı & KARDOK & Milas Kent Konseyi | Kömürün Ötesinde Milas
Türkiye'deki elektrik üretimi üzerine.
Merhaba,
Rapor Bülteni'nin 70. sayısında İklim İçin 350 Derneği, Avrupa İklim Eylem Ağı, Kardok Derneği ve Milas Kent Konseyi tarafından hazırlanan Kömürün Ötesinde Milas adlı raporu inceledik.
Rapor, Muğla’nın kömür bölgeleri olan Milas ve Yatağan ilçelerindeki termik santralleri odağına alarak Türkiye’deki elektrik üretim süreçlerine ve kömürden çıkış politikalarına mercek tutuyor.
Hazırsanız başlayalım.
I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Önce kavramlar…
Adil Geçiş, Topografya, Termik santral, Coğrafi işaret, Ekoturizm.
Adil Geçiş: Fosil yakıtlardan çıkılarak yenilenebilir enerji kaynaklarına “kimseyi geride bırakmadan” geçilmesi.
Topografya: Yer yüzeyi özelliklerinin kağıt üzerinde gösterilmesi.
Termik santral: Doğal gaz, taş kömürü ve linyit kömürü gibi çeşitli fosil yakıtların kimyasal enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü güç santrali.
Coğrafi işaret: Tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve ürünün coğrafi alanla arasındaki bağlantıyı gösteren kalite işareti.
Ekoturizm: Çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahat.
II. ARAŞTIRMACI KURUM
İklim İçin 350 Derneği
Adını atmosferdeki karbondioksit miktarının güvenli üst sınırının milyonda 350 parçacık (ppm) olması gerektiğinden alıyor. Başta kömür olmak üzere halk sağlığını, doğayı, iklimi tehdit eden fosil yakıt kullanımının, yaşanabilir bir yeryüzü için bir an önce sonlandırılması gerektiğini savunuyor. Bu çerçevede fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına adil bir geçişi talep eden kurum, bu yönde çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor. Daha fazla bilgi için: iklimicin350.org.
Climate Action Network Europe (Avrupa İklim Eylem Ağı)
İklim değişikliğiyle mücadele eden Avrupa’nın önde gelen sivil toplum koalisyonu. 38 ülkeden 170’ten fazla üye organizasyonu ile 1.500’ün üzerinde sivil toplum kuruluşunu ve 47 milyondan fazla yurttaşı temsil ediyor. Aynı zamanda Avrupa çapında sürdürülebilir kalkınma, iklim ve enerji politikaları için çalışıyor. Daha fazla bilgi için: caneurope.org.
Milas Kent Konseyi
2009’da Milas’ın sorunlarına yerel düzeyde demokratik katılımla çözüm getirmek üzere kuruluyor. Konseye 110 kurum/kuruluşun üyeliği bulunuyor. Bünyesinde kadın, gençlik, kent tarihi, kent estetiği, tarihi ve kültürel miras konularında meclis çalışmaları yürütülüyor.
Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK)
Yeniköy-Kemerköy Termik Santrallerinin yer aldığı İkizköy’de ve Akbelen Ormanı’nda yaşayan köylüler tarafından ekolojik yıkım ile mücadele etmek amacıyla 2020 yılında kurulmuş olan bir köy derneği. Bünyesinde Milas’taki doğal hayatın korunması amacıyla çalışmalar yürütülmekte olup aynı zamanda ilgili kişi ve kuruluşlar ile işbirliği faaliyetleri gerçekleştiriliyor.
III. METODOLOJİ
Literatür taraması, birebir görüşmeler, uzman görüşü
Rapor üç bölümden oluşuyor. İlk bölümünde konuyla ilgili çeşitli kavramlara ışık tutuluyor. Adil geçiş kavramı; adil geçişe dair yaklaşımlar, ilkeler ve araçlar inceleniyor.
İkinci bölümde, kömürlü termik santrallerin olumsuz etkileri ele alınıyor. (Ekosisteme etkisi, sağlık etkisi, kömür kaynaklı yerinden edilmeler.)
Son bölümde ise yöre halkının ve ulusal paydaşların olası bir kömürden çıkış senaryosuna dair görüş ve beklentileri aktarılıyor. Milas için kömürden adil bir çıkışı mümkün kılacak farklı sektörler ve yerel ekonomik seçenekler değerlendiriliyor. (Zeytincilik, arıcılık, turizm, tarım, yenilenebilir enerji, halıcılık, orman ürünleri.)
IV. BULGULAR
Rapor bize ne söylüyor?
Kömürün gölgesinde Milas.
Milas’ta Kemerköy Termik Santrali 30 yıldır, Yeniköy Termik Santrali ise 37 yıldır çalışıyor, kömür madenleri ise sürekli genişliyor.
Milas ve Yatağan’da linyit kömürü madenciliği yapılan alan yaklaşık 5.000 hektar.
Kömürün tahribatı.
11.200 hektar orman alanı tehlike altında. Önümüzdeki 30 yılda maden ruhsat alanlarının işletmeye alınması durumunda Milas’taki 11.200 hektar orman alanında ağaçlar kesilecek.
Bölgedeki kömür faaliyetleri tonlarca karbondioksit salımına neden oluyor. 1983-2017 yılları arasında salınan toplam karbondioksit miktarı: 360 milyon ton.
Karbondioksit salımı artarak devam edecek. Bölgedeki üç termik santralin 2043’e kadar çalışmaya devam etmesi halinde salınan karbondioksit miktarı ikiye katlanacak. (328 milyon ton)
Raporda termik santrallerin açıldıkları tarihten 2020’ye kadar 67 binden fazla erken ölüm gerçekleştiği belirtiliyor. (Yatağan Termik Santrali: 33.319, Yeniköy Termik Santrali: 23.595, Kemerköy: 11.600)
Köyler yerinden ediliyor. Kömür madenlerinin işletmeye açılmasından bu yana Yatağan ve Milas’ta toplam 10 köyün yerinden edildiği ifade ediliyor.
Yeni projelerle tahribat artarak devam edecek.
Bölgede yeni kömür madeni projelerinin hayata geçmesi durumunda yaklaşık 30.000 kişinin geçim kaynakları ve barınma yerleri doğrudan etkilenecek.
Zeytinlikler tehlikede. Raporda kömür madenlerinin genişlemesi durumunda Yatağan’da 27, Milas’ta 21 köyün zeytinlik alanlarının tahrip olacağı ifade ediliyor.
Kömürsüz bir Milas için yedi farklı sektör.
Milas’ın zeytinleri.
Raporda Milas zeytinyağının 2020 yılında AB coğrafi işaret tescili aldığı ve şu an Türkiye’nin AB coğrafi işaretli tek zeytinyağı olduğu ifade ediliyor.
Milas’taki zeytin ağaçları, Türkiye’deki zeytin ağacı toplamının yaklaşık %5’ine karşılık geliyor.
Milas’ın zeytinyağı potansiyelinin kullanılması için en kolay ilk adımın, işlenmeden bölge dışına çıkan zeytinin ekonomiye kazandırılması olduğu değerlendiriliyor.
Bölgede kömürlü termik santrallere yapılan bir yıllık teşvikler sadece bir kez zeytinle ilgili tesislerinin kurulmasına yapıldığında kömür madenlerinde istihdam edilenlerin neredeyse tamamı iklim dostu işlerde istihdam edilebiliyor.
Arıcılık
Küresel ölçekte toplam çam balı üretiminin %92’si Türkiye’de gerçekleşiyor.
Türkiye’deki çam balı üretiminin yaklaşık %80’i Muğla’da yapılıyor.
Milas, %18 ile Muğla’nın bal üretiminde en yüksek paya sahip ilçesi.
Arıcılık, yörenin ana geçim ve istihdam kaynaklarından biri.
Arıcılık, ana geçimlik faaliyet olarak yürütülmediği durumda bile haneler için ek bir gelir kaynağı olarak değerli görülüyor.
Turizm
Santrallerde çalışan gençlerin santrallerin kapatılması durumunda çalışmayı tercih ettikleri sektörlerin başında turizm geliyor.
Planlı ekoturizm faaliyetleri ile bölgede, iklim ile barışık, ekolojik ayak izi düşük ve sosyal adaleti önceleyen alternatif bir yaklaşım kurulabileceği belirtiliyor.
Tarım ve bitkisel üretim
Muğla’daki toplam tarım arazilerinin yaklaşık üçte biri Milas’ta yer alıyor.
Bölgedeki tarım toprakları sırasıyla meyvecilik alanı, tarla arazisi, sebze ekim alanı olarak kullanılıyor. (%71, %21, %6,5)
Meyvecilik alanlarının neredeyse tamamı zeytinlik. (%98)
Tarımsal üretim, ağırlıklı olarak köylülerin sahibi olduğu küçük arazilerde yapılıyor.
Toprağı olmayan köylüler diğerlerinin toprağında yevmiye karşılığında tarımsal üretime katılıyorlar.
Yenilenebilir enerji
Milas ve çevresinin toplam güneş enerjisi değeri Türkiye ortalamasının üzerinde. (Sırasıyla, 1587 kWh/m²yıl ve 1527 kWh/m²yıl.)
Milas’ta tarıma elverişli olmayan düzlük alanlar güneş enerjisi üretmek için kullanılabilir.
Yenilenebilir enerji konusunda Milaslıların iki temel çekincesi mevcut: Güneş ve rüzgar santrallerinin tarım arazilerine ve ormanlık alanlara zarar vermesi ve yenilenebilir enerji sektörünün bölgede yeterli düzeyde istihdam sağlamaması.
Halıcılık
Oldukça iyi gelir getiren geleneksel Milas halılarının önünde çeşitli engeller mevcut: Hammaddesinin yüksek fiyatlara temin edilmesi, zor ve uzun süren üretim süreçleri, piyasada maliyetleri karşılamayan fiyatlara alıcı bulması.
Orman ürünleri
Orman ürünleri, oldukça zengin bir orman varlığına sahip Milas’ta köylülerin yaşamlarında önemli bir yer tutuyor.
Toplanan defne, kekik, adaçayı gibi ekonomik değeri olan ürünlerin önündeki en büyük engel bölgede bu ürünleri işleyecek tesislerin bulunmaması.
Son yıllarda sayısı artan kontrol dışı yangınlar ürünlere erişimi zorlaştırıyor.
Sonuç olarak…
Milas’ta yerel şart ve ihtiyaçlara göre şekillenen adil geçiş sürecinin adımları 7 maddede sıralanıyor.
(i) Kömürden çıkışa dair siyasi irade ortaya konulmalı, uzun vadeli bir vizyon belirlenmeli ve ayrıntılı yol haritaları tasarlanmalı.
(ii) Adil geçişin hedefindeki kesimler karar alma süreçlerine aktif olarak
katılmalı, süreç aşağıdan yukarıya doğru demokratik biçimde işlemeli.
(iii) Zeytincilik ve turizmdeki tesis açığının kapanmasına yönelik yatırımlar yapılmalı.
(iv) Zeytincilik ve arıcılıktan elden edilen gelirler artırılmalı, bu alanlarda geleneksel bilgilerle bilimsel yöntemleri harmanlayan eğitim programları tasarlanmalı.
(v) Yatay ilişkiler üzerine kurulmuş, sosyal inovasyona açık, sosyal dayanışma içeren yeni tip üretim örgütlenmeleri hedeflenmeli.
(vi) Yerel ürünlerin niteliği ve marka değeri iyileştirilmeli.
(vii) Tarımsal üretimde doğal yöntemler tercih edilmeli ve doğa ile uyumlu bir anlayış geliştirilmeli.
V. BİR BELGESEL
Before The Flood
National Geographic tarafından yayınlanan ve ünlü oyuncu Leonardo DiCaprio'nun yapımcılığını üstlendiği Before The Flood belgeseli, iklim değişikliği sorununu etkileyici bir şekilde ele alıyor. Belgesel, ekonominin büyük bir kısmının fosil yakıtlara dayandığını kabul etmenin, iklim değişikliğiyle mücadelede atılacak ilk adım olduğunu vurguluyor. Kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar, dünya enerji üretiminin temelini oluşturuyor. Ancak bu yakıtların yakılması, atmosfere sera gazlarının salımına ve iklim değişikliğine neden oluyor.
İnsan faaliyetlerinin yol açtığı iklim değişikliğinin etkilerini gözler önüne seren bu belgesel, hem siyasi liderleri harekete geçmeye çağırıyor hem de dünyanın önde gelen şirketlerini sorumluluk almaya teşvik ediyor.
VI. BİR YAYIN
İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yayınlanan Türkiye'de Karbon Kilitlenmesi adlı akademik çalışma, Türkiye'nin düşük karbonlu geçişteki zorluklarını Almanya ve Polonya ile kıyaslayarak inceliyor. Paris Anlaşması'nın hedefleri ve küresel enerji geçişinin gerekliliği vurgulanırken Türkiye'nin enerji bağımlılığı ve politika yönelimleri ele alınıyor. Çalışma, teknoloji dışındaki faktörlerin de geçiş üzerindeki etkisini vurgulayarak, Türkiye'nin düşük karbonlu ekonomiye geçişini desteklemesi gereken alanlara odaklanıyor.
VII. YAKINDA
Göç Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan depremin göç ve göçmenlere etkisine odaklanan raporları incelemeye başladık. Rapor özetlerimiz yakında sizinle.
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.
Hoşça bakın zâtınıza.
Rapor Bülteni Ekibi