#41 Sivil Toplum ve Medya Çalışmaları Derneği | Sivil Toplum İhtiyaç ve Motivasyon Araştırması
Türkiye'de sivil toplum ahvâli üzerine.
Merhaba,
Rapor Bülteni’nin 41. sayısında Sivil Toplum ve Medya Çalışmaları Derneği tarafından hazırlanan Sivil Toplum İhtiyaç ve Motivasyon Araştırması raporunu inceleyeceğiz.
Raporda sivil toplumun geçmişi, siyasi iklimle ilişkisi, mevcut hali ve sorunları çok boyutlu biçimde ele alınıyor.
I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Önce kavramlar…
Sivil toplum, aktivizm.
Sivil toplum: Devletten ayrı ve bağımsız bir yapısı olan, gönüllülük esasına göre hareket eden ve toplum menfaatleri doğrultusunda çalışan kuruluşların tamamı.
Aktivizm: Toplumsal ya da siyasal etki oluşturmak amacıyla yürütülen faaliyet. Tanıl Bora’nın aktivizm kelimesine odaklandığı yazısını okumak için tıklayınız.
II. ARAŞTIRMACI KURUM
Sivil Toplum ve Medya Çalışmaları Derneği
Ağustos 2020'den bu yana “Sivil Sayfalar” platformu aracılığıyla çalışmalarını kamuoyuyla paylaşan derneğin temel amacı sivil topluma bağımsız bir zemin hazırlamak. Faaliyetlerin çoğunda, sivil toplumun etki kapasitesinin iyileştirilmesi ve politika süreçlerine sivil katılımın artırılması hedefleniyor.
III. METODOLOJİ
Anket, derinlemesine görüşme, sınıflandırma çalışması.
Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi ile birlikte yürütülen araştırmanın nicel çalışma evresinde, 79 ilden toplam 552 katılımcı ile görüşme sağlanıyor. 552 farklı sivil toplum kuruluşu kuruluş amacı, üye profili ve faaliyetlerine göre değerlendiriliyor.
Nitel çalışma evresinde ise sivil toplum ve siyasi aktörlerinin güncel durum ve sivil toplumun ihtiyaçları hakkındaki görüşlerini detaylı öğrenebilmek için derinlemesine görüşmeler gerçekleştiriliyor. Akademisyen, siyasetçi ve sivil toplum çalışanı 55 kişi ile yapılan derinlemesine görüşmelerde elde edilen verilerin de anket çalışmasını destekleyici niteliğe sahip olduğu belirtiliyor.
IV. BULGULAR
Rapor bize neler söylüyor?
Sivil toplumun geçmişi ve geleceği.
Sivil toplumun etkisinin beş yıl öncesine göre artıp artmadığı konusunda katılımcılar kararsız. “Etkisi arttı” diyenlerin oranı %35. “Etkisi ne azaldı ne arttı” diyenler ise %32.4 oranında.
Sivil toplumda çalışanların motivasyonu yüksek ancak kurumların etkinlik algısı zayıf.
Sivil toplum kuruluşları kendilerini geçmişe göre daha az etkili, daha az etkileşimli ve daha az aktif görüyor. Aktifliğin düşük olduğunu ve azaldığını düşünenlerin oranı sırasıyla %78.6 ve %52.6.
Katılımcıların yarıya yakını kurumsal kapasite, diyalog ve iş birliği ile etkililik konusunda karamsar.
Katılımcılar kendilerini motive edebiliyor. Sivil toplum katılımcılarında kaygı ve stres düzeyi orta ve yüksek olanlar %67.8 ve %71.4’e ulaşsa da motivasyon konusunda bu rakam %91.9.
Hayırseverlik mi hak savunuculuğu mu? Sivil toplumda bulunma nedenleri.
Sivil toplumun merhamet ve aktivizmden öte daha rasyonel bir dinamik kazandığını vurgulamakta fayda var. Çoğulculuk da farklı grupların kendileri için önemli gördükleri çıkar ve faydaları sağlamak amacıyla sivil alana katılımıyla gerçekleşiyor.
Eğitim düzeyi sivil toplumda bulunma nedenlerini doğrudan etkiliyor. Eğitim düzeyi arttıkça daha rasyonel sebepler öne çıkarken (toplumsal sorumluluk, fayda yaratmak, toplumu dönüştürme) eğitim düzeyi azaldıkça vicdani duygular, hayırseverlik gibi geleneksel temalar öne çıkıyor. Siyasi motivasyon yok denecek kadar az.
Dindar ve seküler kuruluşlarda çalışanlar arasında daha geleneksel ile daha rasyonel motivasyonlar konusunda farklılaşma var. Dindarlarda hayırseverlik, ahlak ve vicdan öne çıkarken, sekülerlerde toplumsal sorumluluk, toplumu dönüştürme, hak savunuculuğu gibi motivasyonlar daha belirgin.
Gönüllülük ve vicdan motivasyonuyla sivil toplumda yer alan katılımcı grubunda bunalma daha az. Buna karşılık hassas grupların veya doğanın koruması gibi hükümeti karşısına alacak düzeyde toplumsal mücadele gerektiren alanlarda faaliyet gösteren himayeci kuruluşlarda bulunan kişilerde stres diğer gruplara kıyasla daha yüksek.
Sivil toplum üzerinde baskı ve engelleme var mı?
Sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskı ve engelleme olduğuna dönük baskın bir görüş yok. Rapora göre katılımcıların yarıya yakını sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskı ve engelleme olmadığını düşünüyor. (%46.2)
Kadınlarda, gençlerde, eğitim düzeyi daha yüksek olanlarda baskı ve engellerin var olduğunu söyleyenler daha yüksek.
Türkiye'deki politik iklimin sivil topluma etkisi.
Politik iklimin sivil topluma etkisini olumlu görenler azınlıkta. Türkiye'de politik iklimin sivil topluma etkisini son derece olumlu görenlerin oranı %17.6. Olumsuz görenlerin oranı %41.7 ve ne olumlu ne olumsuz görenlerin oranı %40.8.
Sivil toplum yapılanmasının güçlü ve zayıf yanları.
Sivil toplum yöneticilerine veya çalışanlarına çalıştıkları yapının zayıf ve güçlü yanlarını sorulduğunda; güçlü yanlar için hızlı sorun çözebilme, devletten bağımsız olabilme, ekibin genç olması, sahadaki sorunları analiz edebilme ve aktivizm yeteneği gibi başlıklar ifade ediliyor.
Zayıf yönlerde ise gönüllü yönetimi eksikliği, kurumsal hafızanın eksikliği gibi başlıklar göze çarpıyor.
İyi güzel de çözüm ne?
Sivil toplumun sorunları ve çözüm önerileri.
Katılımcılara sivil toplumun sorunları açık uçlu olarak sorulduğunda, bütçe ve kurumsal-toplumsal destek bulamama sorunları ön plana çıkıyor. Ayrıca güvensizlik, iletişimsizlik ve koordinasyon sorunlarına da işaret ediliyor. Savunucu kuruluşlarda ekonomik duruma olumlu bakanların sadece %7 olması dikkat çekiyor.
Katılımcılar kısa, orta ve uzun vadeli strateji ve hedef belirleme, etki yaratma konularında sivil toplum kuruluşlarının yeni bir sayfa açmaları gerektiğini düşünüyorlar.
Katılımcılara sivil toplumun yakın gelecekteki beklentileri sorulduğunda "umutsuz" olanlar çoğunlukta. Rapora göre; umutlu olanlar %29.2’de kalırken, değişim öngörmeyenler %40 ve umutsuzlar %30.8 seviyesinde.
Kaynak yaratma konusunda, sivil toplumun kendi kaynağını üretebileceği mekanizmalar kurabilmesi gerekliliğine dikkat çekiliyor. Proje temelli kaynak geliştiren sivil toplum kuruluşları da sadece fonlara dayalı kaynak elde etmenin kaygı yarattığını, sabit giderleri ve bazı temel ihtiyaçları için kaynak geliştirmekte zorlandıklarını dile getiriyorlar.
Katılımcıların önemli bir kısmı ise ulusal kaynaklara erişmenin uluslararası kaynaklara erişmekten daha zor olduğunu belirtiyor. Bireysel bağışçılığın daha fazla gelişmesini isteyen sivil toplum kuruluşları bu alanda zayıf olduklarını da belirtiyorlar.
Sivil toplumun önündeki bürokratik engellerin belirlenmesi, kamu yararı statüsünün gözden geçirilmesi, vergi yüklerinin hafifletilmesi de sivil toplum kuruluşlarının ortak talebi olarak araştırmada öne çıkıyor.
Sivil toplum için sağlıklı bir finansal ortam yaratılabilmesi için öncelikle sivil toplumun devletle, siyasetle ve toplumla ilişkilerinin yeniden tanımlanmasına ihtiyaç duyulduğu katılımcılar tarafından dile getiriliyor.
Raporu hazırlayanlara göre; sivil toplumun Türkiye’deki siyasi iklimden doğrudan etkileniyor. Sivil toplumda artan umutsuzluğun sebebini de yine siyasi iklimin yansıması olarak yorumluyorlar.
V. BİR KİTAP
Sivil Toplum: Bir Fikrin Eleştirel Tarihi, John Ehrenberg (Çev:Mehmet Doğan), Koç Üniversitesi Yayınları, 2022
TÜSEV ve Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) iş birliğiyle hayata geçirilmesi planlanan her sene alandaki önemli bir yayının Türkçeye çevrileceği Sivil Toplum Serisi'nin ilk kitabı olan John Ehrenberg tarafından yazılan "Sivil Toplum: Bir Fikrin Eleştirel Tarihi" kitabı 2022 yılının Şubat ayında yayımlandı.
Sivil toplumun hem yararlarını hem de sınırlarını inceleyen John Ehrenberg, kavramın siyasal ve kuramsal evrimini özetlerken, akademik ve kamusal söylemdeki yerini de tanımlıyor. Sivil toplumun geniş bir döneme yayılan önemli yansımalarının çağdaş meselelere dair neler sunabileceğini araştırıyor.
VI. GELECEK SAYIDA
Gelecek sayıda İnsani Gelişme Vakfı ve İstanbul Politikalar Merkezi tarafından yayınlanan Prekarya ve Toplumsal Güvence Raporu'nu inceleyeceğiz.
Rapora ilişkin geri bildirim vermek veya incelememizi istediğin bir rapor olursa bize yazmaya çekinme: 📩 raporbulteni@gmail.com
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.
Hoşça bakın zâtınıza.