#31 Kadir Has Üniv. - Türkiye Eğilimleri Araştırması 2021
Türkiye toplumunun eğilimleri üzerine.
Merhaba,
Rapor Bülteni‘nin 31. sayısında Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Grubu ve Global Akademi tarafından hazırlanan Türkiye Eğilimleri Araştırması 2021 adlı çalışmayı inceledik.
I.Kavramsal Çerçeve
Önce Kavramlar…
Mülteci, Döviz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Parlementer sistem.
Mülteci: Irkı, dini, milliyeti veya etnik kökeni gibi ayrıştırıcı kimlikleri dolayısıyla ülkesinden ayrılmak zorunda kalıp geri dönmeyen ve uluslararası korumaya tabi kişi.
Döviz: Yabancı parayı temsil eden belge.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi: 16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan başkanlık tipi yönetim biçimi.
Parlamenter sistem: Yürütme organının yasama organının denetiminde olduğu demokratik bir yönetim sistemi.
II. ARAŞTIRMACI KURUM
Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Grubu, Kadir Has Vakfı tarafından kurulan Kadir Has Üniversitesinin ilk araştırma gruplarından biri. 2011 yılında kuruldu. Araştırma grubunun koordinatörlüğünü kuruluşundan bu yana Prof. Dr. Mustafa Aydın yürütüyor.
Global Akademi, bir grup araştırmacı ve akademisyen tarafından küresel gelişmeler ve dünya gündemi ile ilgili olarak araştırmalar yapıyor ve ele aldığı konularla ilgili danışmanlık sunuyor.
III. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ
Araştırma, 23 Ekim- 5 Kasım 2021 tarihleri arasında yapılıyor. 26 ilden 18 yaş üzeri 1000 kişi katılım sağlıyor. Veriler, önceden hazırlanmış soru kalıplarının katılımcılara yüz yüze sorulması sonucu elde ediliyor.
IV. BULGULAR
Sizce Türkiye’nin en önemli gündemi nedir?
Katılımcılara göre ülke gündemindeki en önemli mesele “ekonomide yaşanan sorunlar” (%22,7)
“Mülteciler” geçen yıla göre ciddi bir artışla Türkiye halkının gündeminde 2. sırada. Geçen sene %6 oranda “mülteciler” cevabı verilirken bu yıl oran %17,9.
Geçtiğimiz sene ilk sırada yer alan “koronavirüs salgını” bu yıl 3. sırada. (%15,8)
Katılımcılara göre , ülke gündeminde 4. sırada yer alan “hak ve özgürlüklerin sınırlanması” meselesi geçen yıla göre düşüşe geçiyor. (%12,3’ten %7,3’e)
Katılımcılara göre ülke gündeminde 5. sırada “terörle mücadele” yer alıyor. (%7,2)
Geçim sıkıntısı çekenlerin oranı yükseliyor.
Geçtiğimiz yıl ile bu yılı karşılaştırdığımızda, “Kendimi/ailemi geçindiremiyorum” diyenlerin oranı artmış görünüyor. (%51,1’den %57,2’ye)
“Ekonomik olarak daha kötü durumdayım” diyenlerin oranında da artış var. (%51,8’den %55,4’e)
Borçlarının seviyesinden endişe duyanların oranı geçen yıla göre düşüşte. (%48,9’dan %45,8’e)
Katılımcıların yarısından çoğu, gelirinin aylık tüketim harcamalarını karşılamaya yetmediğini beyan ediyor. (%60)
Türkiye’de yakın dönemde yaşanan ekonomik zorlukların temel nedenlerine bakıldığında ilk üç sırayı “faizlerin yüksek olması” (%20,7), “yüksek dış borçlanma” (%14,8) ve “göçmen ve mülteciler” (%14,4) alıyor.
Türkiye ekonomisi açısından önemli görülen konular arasında ise faizlerin yüksekliği (%85,6), enflasyonun yüksekliği (%84,7), gıda ürünleri fiyatlarında artış (%82,3), Türk lirasının değer kaybetmesi (%81,9), kira/ev fiyatlarında artışlar (%80,4), işsizlik (%79,6), vergi oranlarının yüksekliği (%79,3), dış politikada yaşanan sıkıntılar (%79,1), dış borçların yüksekliği (%78,9) ve gelir dağılımındaki eşitsizlik (%78,7) gibi unsurlar dikkat çekiyor.
Her 100 kişiden sadece 5 kişi “Aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tasarruf yapma imkânı” olduğunu belirtiyor. (%5,4)
Tasarruf yönetimi olarak altın diğer seçeneklere göre açık ara önde olduğu görülüyor. Tasarrufunu altında tutanların oranı %54,6.
Tasarruf yöntemi olarak 2. sırada döviz bulunuyor. (%38)
Siyasi görüşünüzü nasıl tanımlarsınız?
Katılımcılar “Kendinizi siyasi görüşünüz açısından nasıl tanımlarsınız?” sorusuna en çok “muhafazakâr” yanıtı veriyor. (%27,5).
“Kendinizi siyasi görüşünüz açısından nasıl tanımlarsınız?” sorusuna verilen cevaplar içinde en sert değişiklik “Kemalist” yanıtında gerçekleşiyor. Kendini “Kemalist” olarak tanımlayanlar %10,3’ten %19,9’a yükselmiş gözüküyor.
Kendisini “Siyasal İslamcı” olarak tanımlayanların oranı (%9) geçen yıla göre önemli bir değişiklik göstermezken, “Sosyal Demokrat” diyenlerin oranının %13,9’dan %8,3’e düştüğü tespit ediliyor.
Her 5 kişiden 1 kişi “Kendinizi siyasi görüşünüz açısından nasıl tanımlarsınız?” sorusunu “milliyetçi” olarak cevaplıyor. (%19,9)
Kendini “Muhafazakâr” veya “Siyasal İslamcı” olarak tanımlayanlar özellikle 41-55 yaş arasında; “Milliyetçi” veya “Kemalist” olarak tanımlayanlar ise 18-20 yaş arasında öne çıkıyor.
Yönetim tarzı tercihleri.
Ülkenin yönetim tarzı olarak katılımcıların yarısından çoğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tercih ediyor. (%55,7) %44,3’ü parlamenter sistemi benimsediğini belirtiyor.
Katılımcıların %55,3’ü (2020’de %60,8) “Demokratik siyasal sistem ile yönetim” tercihini çok iyi ve iyi olarak değerlendiriyor.
“Parlamento ve seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmak” tercihine olumlu yaklaşanların oranı artmış görünüyor. (%51,2’den 46,6’ya)
“Ülkeyi dini lider yönetmesi” ve “ülkeyi ordunun yönetmesi” şıklarını olumlayanların oranı ( %28,1 ve %25, 2) birbirine oldukça yakın.
“Hükümet yerine uzmanların, ülke için en iyi olduğuna inandıkları şeyi yapmaları” şıkkını olumların oranı ise %38,2.
Demokrasinin öneminin pek çok durumda ikincil planda olduğunu gözlemleniyor. Katılımcıların %58,4’ünün “Gençlere Türk milletinin manevi değerlerine sahip çıkmayı öğretmenin demokrasi eğitimi vermekten daha önemli” olduğunu belirttiği görülüyor.
“Türkiye demokratik bir ülkedir” önermesine katılanların oranının arttığı görülüyor. (%35,5’ten %50,3).
Erken seçim ve seçmen tercihleri.
Katılımcıların yarısından çoğu erken seçime sıcak bakmıyor. “Haziran 2023’te yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin öne alınmasına gerek var mıdır?” %64,5 oranında “Hayır” yanıtını veriyor.
“İdeal bir Cumhurbaşkanının sahip olması gerektiği düşünülen özellikler” sıralamasında bu yıl “Başarılı bir siyasi geçmişi olmalı” önermesinin 5 sıra yükselerek 1. sıraya yerleştiği görülüyor. (%70)
Sıralanan diğer özellikler ise şu şekilde: “Yönetim tecrübesi olması” (%68,8), “Dürüst ve ahlaklı olması” (68,7), “Yüksek değerlendirme becerisine sahip olması” (67,9) ve “Halk ile iç içe olması” (67,5).
“Bugün bir seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna ise katılımcılar sırasıyla AKP (%35,9), CHP (%24,6), MHP (%9,7), İYİ Parti (%9,4) ve HDP (%9) yanıtını veriyorlar.
Oy vermeyeceğini belirtenlerin oranı %5,3’te, kararsızların oranı ise %3,6’da kalıyor.
En güvenilir kurumlar.
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye halkının en güvendiği kurumlar sıralamasında son yıllarda ilk üç kendi arasında yer değiştiriyor. 2021’de Polis %65,4 ile ilk sıraya yükselirken, onu ikinci sırada Jandarma (%65,4) ve üçüncü sırada Türk Silahlı Kuvvetleri (%62,4) takip ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi (%57) dördüncü, Cumhurbaşkanlığı (%56,9) beşinci sırayı alıyor.
Türk Tabibleri Birliği’nin bu yıl oranını yükselterek altıncı sıraya (%56,7) yerleştiği görülüyor.
Hükümetin dış politika karnesi.
Hükümetin dış politikasını başarılı bulanların oranı son 3 yılda kademeli şekilde artmaya devam ediyor. 2019’da %28,5, 2020’de ise %46,5 olan bu oran 2021 yılında %50,6 olarak tespit ediliyor.
Dış politikayı başarılı bulanların oranı artarken aynı süreç içinde hükümetin Suriye politikalarındaki memnuniyetsizlik giderek artıyor. Suriye konusunda izlenen politikaları başarılı bulanların oranı 2019’da %36, 2020’de %32,1 olarak kaydedilirken 2021 araştırmasında bu oran %27,4’te kalıyor.
Dış politikada Türkiye’nin işbirliği yapması gerektiği düşünülen ülkeler arasında ilk sırayı bu yıl %17,5 ile Müslüman Ülkeler alıyor. Rusya önemli bir yükseliş kaydederek ikinci sırada (%16,4) geliyor.
Türki Cumhuriyetler ile işbirliği yapmamız gerekir diyenlerin oranında düşüş gözlemleniyor. Geçtiğimiz iki yılın araştırmalarında (%24,6 ve %19,5’lik oranlarla) ilk sırada yer alan Türki Cumhuriyetler ise bu yıl %14,1 ile üçüncü sıraya geriliyor.
Dış politikada Türkiye’nin işbirliği yapması gerektiği düşünülen ülkeler sıralaması şöyle devam ediyor: ABD (%14,1), AB Ülkeleri (%12,7) ve NATO Ülkeleri (%10,1).
Türkiye halkının tehdit olarak algıladığı ülkeler sıralamasında uzun zamandır ilk sırayı bırakmayan ABD, bu yıl sıralamada üçüncülüğe (%56,1) geriliyor ve yerini Ermenistan’a veriyor (%60,9).
Türkiye halkının tehdit olarak algıladığı ülkeler sıralamasında ikinci sıradaki İsrail (%60,5) ve dördüncü sıradaki Irak (%49,6) halen önemli tehditler olarak görülüyor.
2021 tehdit algısında esas çıkışı %36,4’ten %44,6’ya yükselen oranı ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kaydediyor.
Katılımcıların sınır ötesi askeri operasyonlara ve askeri varlıklara desteği sert bir düşüşe uğramış gözüküyor. “Türkiye’nin yabancı ülkelerde asker bulundurmasına” destek, %29,1 ile bugüne kadarki en düşük oranı yakalarken, “Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına destek” de %33,7 ile yine bugüne kadarki en düşük oranında tespit ediliyor.
V. GELECEK SAYIDA
Gelecek sayda TÜSEV tarafından hazırlanan Türkiye'de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik 2021 raporunu inceleyeceğiz.
Bülteni sevdiyseniz şayet abone olmayı ve arkadaşlarına tavsiye unutma.
Link burada.
Gelecek sayıda görüşmek dileğiyle.
Ömer & Şeyma & Ali Buğra & Mansur